31 Ağustos 2015 Pazartesi

Kısa Bir Kışlık Domates Hikayesi


Merhaba blog,

Mutfakla aram oldu bitti iyidir, yemek yapmayı çok severim bilirsiniz. Mutfak işlerinden keyif alan, yemek yapmayı seven çoğu insan gibi ben de malzemelerin taze olmasından çok memnun olurum. Bunun için kendimce ufak tefek şeyler yapıyorum. Bazen kış için barbunya alıp ayıklarım ve derin dondurucuya atarım. Bazen ihtiyacım olduğunda hazır olsun diye baklagilleri haşlayıp dondurucuya atarım. Ama en çok domates saklamayı seviyorum. Çünkü kışın, yaz domatesi ile yapılmış bir menemen, bir şehriye çorbası, bir domatesli makarna yemek bazen o gün yeniden doğmak gibi bir etki yaratabiliyor. En azından benim için öyle :)



Genelde yılın bu zamanları pazardan yumurta tipli oval domateslerden alıp birkaç poşet saklıyorum. Fazla uğraşacak zamanım olmadığı için kabuklarını bile soymadan tüm domatesleri doğrayıp rondodan geçiriyorum ve püre yapıyorum. Sonra da eşit olacak şekilde buzdolabı poşetlerine koyup dondurucuya atıyorum. Ve kışın soğuk günlerde yapacağım domatesli makarnaların hayalini kurmaya başlıyorum…

arşivden bol domatesli menemen

arşivden domatesli makarna

Dün de aynı şekilde 4 kg kadar domatesi yıkayıp, doğrayıp, Tefal marka rondomda püre haline getirdim. Ortalama 400 ml kadar ayarlayarak poşetlere koydum. Artık 9 poşet yazlık domates pürem kış için hazır! Kızıma da çorbalar yapacağım :)


İlerde büyük bir dondurucum olursa daha fazla hazırlık yapabilirim. Şimdilik benden bu kadar :)


Benim bir üst versiyonum olan üşenmeyip domatesi rendeleyen ve kaynatan, sos yapıp saklayan domates konservecilerine ve hepimizin ustası olan ev salçası üstadlarına selamlarımı sunarım. Hepimizin ellerine sağlık! Sağlıkla ve afiyetle yeriz inşallah…


Anneme bana bu konularda örnek olduğu için ve bu gibi işler yapmanın sevgiyi göstermenin çok güzel bir yolu olduğunu öğrettiği için çok teşekkür ediyorum. Ben annemin kızıyım :) umarım benim kızım da böyle küçük ama güzel şeyler yapmaktan keyif duyar veya duymasa bile kıymetini bilecek bir bakış açısına sahip olur…

Sevgiler :)

Diyetisyen Serap Orak Tufan

31 Ağustos 2015 Pazartesi

Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için 
http://instagram.com/diyetisyenserap 
Twitter için  https://twitter.com/DiyetisyenSerap 
Facebook için  https://www.facebook.com/pages/Kendinize-%C4%B0yi-Bak%C4%B1n-Beslenme-

4 Ağustos 2015 Salı

3 Ağustos 2015

Bu hafta çabuk geçer, çünkü Perşembe günü akşam Antalya'ya gidiyoruz. Annemlerden Berra'yı da alıp hep beraber Side'de bir otele geçeceğiz. Geri sayım başlasın :)

O nedenle bu hafta dikkatli beslenmeye devam edeyim diyorum, yine açık büfe, her şey dahil sistemin kölesi olacağız.

Güne yine kaşarlı tost ve 1 bardak süt ile başladım. Ofise gidince de 1 kupa şekersiz hazır kahve içtim.


Öğle yemeği için eşimle Palladium'a gittik. Yine Bilakis'ten etli küçük bir salata yedim. Bolca sirke ve limon koydum. Özellikle yazın dışarda salata yerken sirke koyup mikrobiyal açıdan olumsuz etkileri azaltabiliriz. Yanında 1 kutu ayran içtim. Ekmeğin de yarısını yedim. Yani sadece 1 dilim yemiş oldum.


Yemekten sonra Kahve Dünyası'nda 1 fincan şekersiz double espresso macchiato içtim. Sadece süt köpüğü ve espresso yani. Canım tatlı istediği için bu sefer yanındaki kaşık çikolatayı yedim.


Tekrar ofise dönüp işlerimi hallettim. Eve geldiğimde Emine Hanım zeytinyağlı taze fasulye pişirmişti. Semra da pirinç pilavı yapmıştı. Yoğurtla beraber onlardan yedim.

Yemekten sonra koltukçu geldi. Kaplatmak için verdiğimiz 2 berjer ve 1 tane de pufu teslim etti. Tam istediğim gibi güzel olmuş. Bu koltukları üniversiteyi kazandığım 1997 yılında takım olarak babam almıştı. Sınavı kazanınca Ankara'da ev tutmuştuk. 2007'de evlenene kadar yalnız yaşadım. Evlenirken kaplatmaya zaman olmamıştı. Ha bugün ha yarın derken 8 yıl daha geçti :) ne zaman yapıldığını bilmiyorum ama 18 yıldır bendeydi :) Nihayet istediğim gibi dallı güllü, pembeli çiçekli yapabildim. Evin havası değişti hemen. Ama tabi ki bazı mobilyalarda uyumsuzluk var. Yavaş yavaş onları da değiştirmeyi düşünüyorum.

İnci bugün erken uyudu, o nedenle boşluktan ne yapacağımı bilemedim :) Sabah hiç uyumamış. Akşam 20.30'da uyudu. Biz de keyif yaptık.


Yemekten sonra 1 fincan şekersiz Türk kahvesi içtim. 1 minik lokum yedim.

1 paket Doritos Nacho cipsi 3'e bölüp eşim ve kardeşimle yedik.


Sonra bu güzel sarı kirazlardan 15-20 tane yedim.

Yatmadan önce de karnım acıkır gibi oldu küçük bir bardak günlük süt içtim. Cips hariç harika bir gündü.

Diyetisyen Serap Orak Tufan

3 Ağustos Pazartesi 2015

Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için 
http://instagram.com/diyetisyenserap 
Twitter için  https://twitter.com/DiyetisyenSerap 
Facebook için https://www.facebook.com/pages/Kendinize-%C4%B0yi-Bak%C4%B1n-Beslenme-



3 Ağustos 2015 Pazartesi

28 Temmuz 2015

Kahve ve Fuchiko keyfi :)
Dün sıradan bir beslenme günüydü. Klasik Pazartesi dikkat edelim modu olunca, öğlen ızgara tavuklu salata, akşam da yeşil mercimek, salata vs. yemiştim. Kendimi tekrarlamamak için yazmadım. Zaten sürekli benzer beslenmem nedeniyle çoğu gün birbirine benziyor.

Sabah klasik kaşarlı tost ve süt kahvaltısının ardından ofise gidince americano kahvemi de içtim. Güne bu ritüelle başlamayı seviyorum. Çünkü işe gitme gibi bir rutinim var. Her günüm farklı olsaydı da yine de güne kahvesiz başlamazdım.

Bugün öğleden sonram boş olduğu için eşimle İkea'ya gitmeye karar verdik. İnci'ye oyuncak dolabı almaya diye gidip bir sürü ıvır zıvırla döndük tahmin edersiniz ki :) İkea böyle bir yer, özellikle benim gibi ev dekorasyon ve mutfak eşyalarını seven biri için.


Öğle yemeğimi İkea'da yedim. Karides kokteyli görünce gözüm döndü resmen :) hemen bir tabak kaptım. 1 tane de patatesli börek aldım. Hem farklı, hem lezzetli hem de değişik bir öğle yemeği oldu. 1 tane bile bırakmadan bütün karidesleri yedim. Ellerim koktu ama yapacak birşey yok. Kokuyor diye bu zevkten mahrum kalamam :)


Gezip yorulunca alt katta kahve içelim dedik. Hem ara öğün olup beni yok tutsun hem de değişiklik olsun diye capuccino siparişi verdim. Aman Allah'ım o nasıl bir porsiyon öyle! Sanırım fincan 500 ml'likti. Görünce şoka girdim. Tabi ki sadece yarısını içebildim o da kendimi biraz zorlamamla oldu. Süte kıyamam bilirsiniz :)


Eşim akşam dışarı çıktığı için İncişimle baş başa kaldık. Bugün hiç uyumamış. Önce yemeğimizi yedik. Ona yoğurt çorbası içirdim. İçine çok az ekmek içi koydum. Kendim de kırık buğdaylı yoğurt çorbası, yeşil mercimek yemeği, zeytinyağlı bamya yedim. İçi yenilmiş ekmek de bana düştü :) 



Sonra İnci'yi yıkadım, giydirdim, saçını kuruttum. Aaa bir baktım banyo sonrası ben ortalığı toplarken koltukta uyumak üzere. Hemen kucakladım ve uyuttum. Saat 21.30'da hem de! Ben de oturdum blog yazdım. Teşekkürler İnci bu fırsatı verdiğin için :)

2 günlük blog yazdığım için uzun sürdü. O sırada hiçbir şey yemedim. Ama sıcaktan bunalınca gelirken eşimin aldığı 1 şişe Bomonti birayı açtım. Blog yazarken tamamını bitirmişim :)

Diyetisyen Serap Orak Tufan

28 Temmuz Salı 2015

Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için 
http://instagram.com/diyetisyenserap 
Twitter için  https://twitter.com/DiyetisyenSerap 
Facebook için  https://www.facebook.com/pages/Kendinize-%C4%B0yi-Bak%C4%B1n-Beslenme-


28 Temmuz 2015 Salı

26 Temmuz 2015


Sabah tam uyanmıştık ki kardeşim aradı, İstanbul'a varmış. Kahvaltıya yetişti yani :) şanslı. Eşim onu almaya gidince ben de önce İnci'nin kahvaltısını yaptırdım. Sonra da onlar gelince bizim soframızı hazırladım. Yaşasın simit almışlar :)


Kahvaltıda 3/4 sokak simiti, 3 dilim sucuk, 1 dilim beyaz peynir, 1 tane zeytin, biraz domates, salatalık ve yaklaşık 1 haşlanmış yumurta yedim. Beyazını hiç sevmiyorum o nedenle yarısını eşime verdim. 1 de şekersiz çay içtim. Kahvaltıyı hiç abartmadım.

Kahvaltı sonrası mutfağı topladıktan sonra kahve keyfi yaptım. Şekersiz bir Türk Kahvesi içtim. Yanında Semra'nın getirdiği minik fıstıklı lokumlardan 2 tane yedim. 


Akşam çiğ köfte partimiz var, o nedenle öğlen hafif yemek istedim. Dün o kadar işin arasında bir de semizotu yemeği pişirmiştim. Bu öğlen ondan yedim. Pirincini biraz bol koymuştum İnci de yiyecek diye. Normalde bu kadar pirinçli yapmam. Ayy ne harika bir yemek :) insanlar neden sebze yemeği sevmezler ki? Ben hepsine aşığım valla! Yanında 1 dilim tam buğday ekmeği yedim. Küçük bir bardak da ayran içtim.


Öğleden sonra 1 tane şeftali yedim.


Sonra çiğ köfte hazırlıklarına başladık, yeşillikleri ayrıntılı yıkama ve yoğurma aşaması uzun sürüyor. Yemeğe amcamlar geldi. Çiğ köfte her zaman ki gibi harika olmuştu. Eşimin ellerine sağlık :) oldukça da acıydı. Bu çiğ köftelerden 12-13 tane yedim, yanında bol kıvırcık, biraz nane de vardı. 1 kase cacık yedim. 1 bardak da şalgam suyu içtim. 1/2 tane de lavaş yedim. Yine çok kaçırduğımı düşünmüyorum çünkü köfteler küçük küçük. Dışarıdaki etsiz olanlar gibi iri değil.


Akşam yemeği sonrası 1 tane şekersiz Türk kahvesi ve 1 bardak da çay içtim. Sonra 1 kayık dilim kavun yedim. 


Sonra da 1 kase dolusu kiraz yedim.


Ev saadeti ile dolu bir Pazar günüydü. Evde olmayı çok seviyorum.

Diyetisyen Serap Orak Tufan

26 Temmuz 2015 Pazar


25 Temmuz 2015

Artık Emine Hanım Cumartesi günleri gelmiyor. O yüzden evden çıkmadan İnci'nin kahvaltısını da hazırlayıp yediriyorum. Kendim de ilk randevum erken olduğu için aceleyle hazırlanıp hızlıca 1,5 tane kaşarlı tost yedim. Yanında da 1 bardak günlük süt içtim. Sıcak havalarda soğuk süt içmek bana çok iyi geliyor.

Ofiste kendime güzel bir espresso yaptım. Bugün çok yoğun değilim çünkü çoğu insan tatilde.


İş çıkışı İnci babasıyla birlikte beni almaya geldi. Biraz odamı da dağıttı ama olsun :) dükkan senin İnci'm!


Yemeğimi evde yedim. Eşimle akşam yemeğimizi dışarda yemeye karar verdiğimiz için öğlen evde hafif yiyelim diye düşündük. İyi ki öyle yapmışız. Biraz bulgur pilavı ve bolca da kıymalı yeşil mercimek yemeği yedim. Bu ikili tabak sayesinde servis çok pratikleşiyor. Bu tabakta çekirdek yemek de çok zevkli, kabuklarını yanına atıyorsun kolay oluyor. Tabağı Mudo'dan almıştım. Sadece 2 tane.

Sonra İnci'yi de yedirip uyuttum. Çok az sütlü bir kahve içip yanında 1 tane de bayram şekeri yedim. Biraz dinlendim sonra da temizlik yaptım. Kendimi biraz fazla kaptırmışım her yerim tutuldu :(


İnci uyandıktan sonra bir süre evde vakit geçirdik. Ona et suyuyla şehriye çorbası yaptım. Karışık sebzeli ve kendinden tavuklu tel şehriyeyi karıştırdım. Yine bayıla bayıla yedi. Aldığım tel şehriyeleri kavanozlara koyup etiketledim. Çok tatlı oldular bence :)

Makarna Lütfen! şehriyelerimiz

İnci'yi doyurunca akşam yemeği için Suadiye'deki Günaydın Steakhouse'a gittik. Dolu bir tabak tel şehriye yemesine rağmen İnci orada da 1 tam köfte ve 1/2 dilim lokum ızgara yedi. Annesi olarak çok sevindim tabi :) birazcık da ayran içti.


Gelelim benim neler yediğime…

Önden sipariş verdiğim patlıcanlı mezenin 3/4'ünü ben yedim. Aslında yarısını yiyecektim ama eşim yemeyince ben bitirdim. Ortaya gelen salatanın da 1/3'ünü yemişimdir belki, çoğunu eşim yedi. Izgara lokum tabağındaki ıspanak sotenin tamamını ben yedim. Harikaydı!  Etlerin de sadece 3 parçasını yedim. Sonra eşimin karışık ızgara tabağındaki kuzu şiş'in de sadece 1 parçasını yedim. 1 dilim kadar da ekmek yemişimdir. Ayrıca eşimin tabağındaki patates püresi ve pirinç pilavından da 3er 4er çatal adım. Bir de ayranımı İnci ile paylaşmak suretiyele tamamen içtim.


Biraz fazla sebze türü yediğim için acayip şiştim ama çok yediğimi yani kalorik olarak fazla kalorili beslendiğimi düşünmüyorum. Zaten kendimi kaybedercesine temizlik yapıp yorulduğum için hak ettiğimi düşünüyorum :) Temizliğe yardıma gelen yardımcımız memleketine gittiği için ev 1 aydır ayrıntılı temizlenmiyordu. Haftaya gelecek inşallah…


1 bardak da şekersiz çay içtim. Masada "meat is love" yazıyordu ama ben sadece "love" kısmıyla ilgilendiğim için böyle bir kare çektim. Kahve olsa benim için daha anlamlı olurdu :)

İnci'yi bebek arabasına koyup uzunca bir yürüyüş yaptık (bu yorgunluğun üstüne!) Aynı yolu geri yürüdük. İnci son anda uyuyunca dinlenmek için Suadiye'deki Kahve Dünyasına girdik. Ben duble damla sakızlı şekersiz bir Türk kahvesi içtim. Yanındaki kaşık şeklindeki çikolatayı yemedim (çantama attım :)

Eve geç geldik. Bence bir Cumartesi gününü hasarsız atlattım. Darısı yarının başına :) eşim çiğ köfte yapacak, misafirimiz var.

Diyetisyen Serap Orak Tufan

25 Temmuz 2015 Cumartesi

Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için 
http://instagram.com/diyetisyenserap 
Twitter için  https://twitter.com/DiyetisyenSerap 
Facebook için  https://www.facebook.com/pages/Kendinize-%C4%B0yi-Bak%C4%B1n-Beslenme-

26 Temmuz 2015 Pazar

24 Temmuz 2015

Birkaç gündür sağlıklı beslendiğim için kendimle gurur duyuyorum :)  Umarım bendeki bu motivasyon sizi de etkiliyordur. Her gün ne kadar olumlu olabilirsek o kadar iyi. Devamlı süper başarılı diyet yapamazsınız, asıl hedefimiz sağlıksız olan beslenme alışkanlıklarımızı azaltabildiğimiz kadar azaltmak olsun.


Bu sabah 2 küçük kepekli kaşarlı tost ile güne başladım. Süt içmedim, yanında domates, salatalık yedim. Kızarmış ekmeğin dayanılmaz cazibesi nedeniyle tost seviyorum. Kızarmış ekmek kokusu ben hep çocukluğuma götürür…

Ofise gidince 1 kupa şekersiz kahve içtim. Bu fuchiko kızları iyi ki almışım değil mi? Hem fotoğraflarımı güzelleştiriyor hem de bana bu yaşta çocukluğumu yaşatıyor. Galiba İnci ile yeterince evcilik duygusu yaşayamıyorum, olayın bir de bu fuchiko bebek koleksiyonu boyutu var :) Benim akıllı kızım hiç bunlarla oynamak için yaramazlık yapmıyor, "bunlar annenin" diyor. Biraz bakıp bırakıyor.


Öğle yemeğimi evden getirmiştim. Bitmeyen taze fasulyenin sonuna geliyoruz :) 1 bardak ev yoğurdu ile yapılmış ayran ve 2 dilim kepekli ekmek ile taze fasulyemi yedim. Ofisi müsait olanlar bazen evden yemek götürerek daha hafif beslenme günleri fırsatı yaratabilirler. Üşenmeyin :)


Dün eve geldiğimde 2 gün önce verdiğim Makarna Lütfen! siparişim gelmişti. İnci'ye sık sık et suyu ile şehriye çorbası pişiriyorum (tabi ki suyunu çektirerek, yani aslında hafif sulu pilav gibi oluyor, bol sulu değil). Bunu çok seviyor. İçine de önceden haşlayıp didiklediğim kuzu etlerinden koyuyorum. Bayıla bayıla yiyor. O nedenle ben de marketten düz şehriye almak yerine daha besleyici olsun diye Tuğba Hanım'ın yaratıcı zekasının ürünleri olan karışık sebzeli ve kendinden tavuklu tel şehriyesinden alıyorum. Bu sefer bir de organik aldım. Asıl favorilerim diğerleri. Bazen bu şehriyeleri karıştıp çorba yapıyorum bazen de tek başına ayrı ayrı. Çok lezzetli oluyor :)

Öğleden sonra şekersiz bir Türk kahvesi içtim. Sonra markete urayıp eve döndük.


Akşam yemeğimizi biraz erken yedik. Kıymalı yeşil mercimek yemeği, bulgur pilavı ve cacık. Çok sevdiğim bir menüdür :) Kendimi tutmasam 1 tencere yeşil mercimek yemeği yiyebilirim, o kadar çok seviyorum :) Pilavı koyduğum tabak tatlı tabağıdır, bilgilerinize…

Yemekten bir süre sonra 1 tane şeftali yedim.

Yatmadan önce de yine eşimin yüzünden 1/2 paket Eti Gong yani 4 tane patlamış mısır ve pirinçli kıtırdan yedim. Birazcık da çekirdek.

Günün geri kalan kısmında güzel beslendiğim için gece yediklerimi çok kafama takmıyorum.

Diyetisyen Serap Orak Tufan

24 Temmuz Cuma 2015

Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için 
http://instagram.com/diyetisyenserap 
Twitter için  https://twitter.com/DiyetisyenSerap 
Facebook için  https://www.facebook.com/pages/Kendinize-%C4%B0yi-Bak%C4%B1n-Beslenme-

24 Temmuz 2015 Cuma

23 Temmuz 2015

Yeniden merhaba blog,

Arka arkaya blog yazılarım gelmeye başlayınca şaşırdınız değil mi? Artık ne kadar işsiz güçsüz olduğumu anlayın. Randevularım o kadar azaldı ki rahat rahat yazı yazabiliyorum :) Temmuz ayı her zaman böyle oluyor.

Bu sabah yine kaşarlı tostumu yedim ama süt içmedim. Tabağımdaki salatalığı balkonumuzda kendi yetiştirdiğimiz salatalıktan doğradık. Biraz tohuma kaçmış ama neyse, tarım ilaçsız, son derece doğal.



Ofise gidince 1 kupa kahvemi içerek güne başladım. Yine çok yoğun değilim ama yeni üyem var. İşim bitince arkadaşlarımla beraber Novada Avm'ye gidip yemek yedik.


Bridge restorantta zeytinyağı, bol sirke, limon ve nar ekşisi koyduğum bir salata yedim. Yanında 1 oval kepekli ekmek de vardı. 1 tane de ızgara çipura yedim. Gayet sağlıklı bir öğle yemeği oldu. Kendimi tutmaya çalışıyorum, aslında çok iştahlıyım ama bir sonraki tatilde bikinili daha fit görünmek istediğimden 6 Ağustos'a kadar iştahımla savaşacağım. Çok sıkı bir savaş olmayacağı kesin tabi ama yine de savunma modum yüksek :)


Ofise gelince 1 adet espresso içtim.


Eve 18.30'da gittim. Karnım çok acıkmıştı. Eşim İnci'yi parka götürdü ben de onlar yokken yemeğimi yedim. Yine bitmeyen zeytinyağlı taze fasulye ve yanında 4 kaşık bulgur pilavı yedim. 1 bardak da ayran içtim. İlerleyen saatlerde İnci'nin yemediği 1 kaşık bulgur pilavını da ben yedim :)



Yemekten sonra sadece 1 bardak şekersiz çay içtim. İnci bütün gün uyumamış o nedenle erkenden yani saat 22.00'de uyudu. Bu bizim erkenimiz sayılıyor düşünün halimizi. Ben de oturdum blog yazdım :)


Yazım bitince tv izlerken 2 tane kırmızı erik ve 2 tane de kayısı yedim.


Yine çok geç yattım. Yatmadan önce birdenbire tuhaf bir öksürük tuttu ve öksürmekten uyuyamadım. Su içtim işe yaramadı. Artık o kadar çok öksürdüm ki İnci uyanacak diye korkumdan gidip birşey yiyeyim bari diye karar verdim. Önce 2 lokma ekmek yedim, bekledim hiç etkili olmadı. Sonra aklıma lokum yemek geldi. Çünkü bir kez İz Tv'de bir tv programında lokumun boğaza iyi geldiği ve rahatlattığı şeklince bir yorum duymuştum. Gerçekten çok işe yaradı. Gece 01.40'da 1 tane lokum yedim. Öksürükten eser kalmadı. Bu da tuhaf :) Bakınız Vikipedi açıklamasına:

"...Türkçede geçen lokma veya lokum kelimeleri, Arapçadaki لقمة luqma(t) 'lokma', çoğul لقوم luqūm kelimelerinden gelmektedir.[4] Osmanlıca alternatif adı, Arapçadan gelen راحة الحلقوم raḥat al-ḥulqum ile türeyen rahat ul-hulkümdür ve boğaz rahatlatan anlamına gelmektedir.[5][6] LibyaTunus ve Suudi Arabistan'da حلقوم ḥalqūm olarak bilinmektedir. Bosna'da "rahat lokum" olarak bilinmektedir. Yunanca adı "λουκούμι" (loukoumi) idir ve Modern Türkçe ile etimolojisi neredeyse aynıdır; Kıbrıs'ta "Kıbrıs Lokumu" olarak satılmaktadır.[7]
Lokum, yaklaşık 15.yy'dan beri Anadolu’da bilinmekle birlikte, özellikle 17. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde yaygınlaştı. Avrupa’da ise bir İngiliz gezgin aracılığıyla "Turkish Delight" adıyla 18.yy'da tanınmaya başlandı. Daha önceleri bal ya da pekmez ve un bileşimi ile yapılan lokumun 17.yy'da "Kelle şekeri" olarak bilinen rafine şeker ile özellikle nişastanın bulunup ülkeye getirilmesi sayesinde hem yapımı, hem de lezzeti değişti..."

Diyetisyen Serap Orak Tufan

23 Temmuz Perşembe 2015

Sosyal medyada takip etmek için:
İnstagram için 
http://instagram.com/diyetisyenserap 
Twitter için  https://twitter.com/DiyetisyenSerap 
Facebook için  https://www.facebook.com/pages/Kendinize-%C4%B0yi-Bak%C4%B1n-Beslenme-