Merhabalar,
19 Şubat 2011 tarihinde yazmaya başladığım ve 365 günlük bir proje olan Bir Diyetisyenin Beslenme Günlüğü blogumu tamamlamış bulunmaktayım. En son 18 Şubat 2012 tarihli yazımı da yayınladıktan sonra içim huzura erdi :)
18 Şubat 2012'den sonra kendime bir blog tatili verdim. Çünkü düzenli yazı yazmak yorucu bir iş. Hergün yediklerini takip etmek, yazmak, fotoğraflamak, düzenlemek vs... Sizlere iyi bir haber vereyim, 1 Nisan 2012 tarihinde yeniden yazmaya başlayacağım.
Öncelikle tüm okurlarıma, danışanlarıma ve yakınlarıma blog yazmak konusunda beni motive ettikleri, beğenilerini dile getirdikleri ve takip ettikleri için çok teşekkür ederim.
Özellikle eşimin desteğini yabana atmamak lazım. Her gittiğimiz yemekte, dışarda, evde, seyahatlerde yemeğe başlamadan önce fotoğraf çekmeme sabrettiği, yan masalardaki görgüsüz mü bunlar neden masaya gelen her yemeğin fotoğrafını çekiyorlar? bakışları etkisi altında yemek yemeye katlandığı ve cep telefonuyla fotoğraf çekmeme müsade ettiği için çok ama çok teşekkür ediyorum :) ( iphone gerçekten çok kaliteli fotoğraf çekiyor, benim yoktu yeni aldım. Ama 1 yıldır eşimin telefonunu kamera gibi kullandım, zaten bazı fotoğrafların kalitesinden benim telefonum olduğu belli oluyordur :)
Bu arada harika bir yemek fotoğrafçılığı kursu buldum: Gıda Fotoğrafı. Blogum için faydalı olacağını düşünüyorum. En kısa zamanda bir hafta sonumu ayırıp kursa katılacağım. Cumartesiler'i yoğun çalışmam kursa katılmama engel oluyor, sezonun bitmesini bekleyeceğim).
Ayrıca eşime yaptığı tüm salatalar, pilavlar, meyve tabakları için de teşekkür ediyorum ve bu sene de aynı performansı bekliyorum :)
Bir de canım annem, kardeşim Semra ve yiğenim Berra var ki onlardan bahsetmeden geçemeyeceğim. Çünkü blog yazdığım ve yoğun olduğum için onlara bazen zaman ayıramadım, bazen de onlara zaman ayırdığım için blog yazmaya zaman ayıramadım :) Anneme,kardeşime ve Berra'ya tüm katkıları ve takip ettikleri için teşekkür ediyorum. Ayrıca bilgisayarım çalındığında bana kendi bilgisayarını verdiği için de çok teşekkür ediyorum :)
Kız kardeşimi de blog alemine sokmayı düşündüğüm için ona da bir blog açtım. Kendisi ailemizin tatlı, kurabiye, pasta uzmanıdır. Ve çok yakında bu tarifleri onların blog sitesinden alabileceksiniz. Tamamen ev usulü, gereksiz süsleme ve kamuflaj olmadan! Annesinin Kızı blogu çok yakında paylaşımlarıyla yayında...
Bu arada blog tatili dönemimde yediklerimin fotoğrafını çekmediğim için Berra çok şaşırıyor. Bazen tam yemek yerken bağırarak Teyzzeeee yemeğinin fotolafını çekmedin nolcak şimdi? diyor. Düşünsenize her yediğinin fotoğrafını çeken bir teyzesi var çocuğun :) anılarında hep bu şekilde yer alacağım...
Ayrıca bu blogda hayvan hakları da ihlal edilmemektedir. Blogda Pati'nin fotoğraflarını yayınlamam konusunda arkadaşım Simla'dan izin almaktayım. Blogumun popülerliğinde Simla ve Serkan'ın güzel köpeği Pati'nin de emeği olduğunu reddedemeyiz :)
18 Şubat 2012 365. gün yazımdan sonra eşimin ailesinin sıkıntılı günleri nedeniyle zaten blog yazmaya ayıracak vaktim de enerjim de olmadı. Üstelik yaz yaklaşıyor endişesi ile zayıflamak isteyenlerin artması sebebiyle ofisteki işlerim de oldukça yoğunlaştı. Kendime bile zor zaman ayırıyorum denebilir. Ama ara verdiğim dönemde o kadar çok merak eden ve yazılarımı bekleyen okurlarım oldu ki ben de tatilimi uzatmak istemedim. Mart sonlarına doğru yazmaya başlarım diye düşünürken baktım Mart da bitti. Yeni başlangıç tarihimiz 1 Nisan 2012 günü olsun. Bundan sonra günleri nasıl numaralandıracağımı düşünüyorum. Acaba kaldığım günden sayarak mı başlayım yoksa artık numaralandırmadan mı yazayım bilemiyorum. Bana fikir verirseniz sevinirim.
Bir de blogda daha farklı konularda da yazmaya karar verdim. İlerleyen günlerde yazmak üzere kafamda bir takım projeler var. Bir yerlerden başlayacağım artık. Bir de blog sitesi yönetimi konusunda daha çok teknik bilgiye sahip olsam güzel olurdu. Başka bloglarda çok güzel kategorilendirmeler görüyorum ama nasıl yapılır ben bilmiyorum :( bu sene kendimi bu konularda geliştirmem gerekli sanırım...
Lafı daha fazla uzatmadan bitireyim. Bir mesleki deformasyon olarak artık çok konuşuyorum. Bazen tüm gün konuşmama rağmen akşam da kendimi susturamıyorum. İnanın sesim kısılıyor. İlerde Gülse Birsel'in Yalan Dünya dizisindeki Nurhayat karakterine dönmekten korkuyorum! :)) bu arada her Cuma bir programım yoksa diziyi izliyorum. Benim favorilerim Nurhayat ve Çağatay :) Tüm erkek danışanlarımın yağ oranın Çağatay gibi %12 olması için teşvik ediyorum :))
Dediğim gibi uzun süredir yazmadığım için birikmiş, noktayı koyamıyorum :)
Değerli yorumlarınızı, önerilerinizi her zaman bekliyorum...
30 Mart Cuma 2012
Diyetisyen Serap Orak Tufan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder