5 Kasım 2012 Pazartesi

3 Kasım Cumartesi 2012

Bu sabah arka arkaya randevularım olduğu için kahvaltımı evde hazırladım ve yedim. Şu meşhur beyaz ekmeğin köşesiyle yaptığım kaşarlı tostum ve yanında 1 bardak süt ile bir Cumartesi gününü açmış bulunuyorum...

Artık size fenalık gelmesin diye bunun fotoğrafını çekmedim. Sonra blogdaki ilk görsel kare olarak hep tost/kahve veya tost/süt oluyor. Bütün blog aynı şeylerden oluşmuş gibi bir izlenim veriyor. Şimdilik ikinci fotoğrafı gösterme tekniğini bilmiyorum, belki de öyle bir teknik yoktur. Zaten sadece yazıyorum, blog oluşturma konusunda fazla teknik bilgiye sahip değilim. Düşe kalka öğreniyorum. Blog yazma konusundaki en büyük danışmanım Hafif Tarif sitesinin sahibi Gülfem, iyi ki varsın :) Birşey aklıma geldiğinde ilk ona soruyorum. Sağolsun her zaman büyük bir nezaket ve samimiyetle cevaplıyor. Harika bir blogu var, belki siz de takip ediyorsunuzdur....

Annesinin işi olduğu için yine 10.30'da Berra yanıma geldi. O da artık ofise iyice alıştı :) Bekleme odasını kendi odası yapıyor. Çantasında getirdiği herşeyi odanın dört bir yanına dağıtıyor. Teyzesinin kuzusu en önemli mesai arkadaşım oldu :)

Bugün bir danışanım bana 1 paket kakaolu kalp bisküvi getirmiş. Barilla'nın böyle bir bisküvisi olduğunu biliyor muydunuz? Ben yeni öğrendim. Artık sütümün, çayımın yanında 1-2 tane yerim ara öğün olarak. Berra'ya da verdim, kendim de 1 tane yedim.

Sonra gelirken Semra'nın getirdiği tuzlu simitten de 1 tane yedim. Hani kandil simitlerinin susamsız olanları vardır ya onlardan işte. Haa bir de 1 adet muz yedim.

İş çıkışı eşimin kız kardeşine uğrayıp ufak bir ev gezmesi (Aslı kuşumuz uyuyordu, o da 8 aylık oldu maşallah) yaptıktan sonra ben Berra ile eve geldim, eşim de Semra ile pazara gitti. Yarın bir sürü yemek yapmaya karar verdim, malzeme lazım. Öbür türlü dışarıda yeniyor devamlı. Bu da beni mutsuz ediyor. En güzeli ev yemeği...

Berra acıkmıştır diye ona hemen bol salçalı bir tarhana çorbası yaptım (hazır değil annem yapmıştı). Ama meğerse benim canım istiyomuş, maşallah tam 4 kepçe yedim. Biraz da yoğun kıvamlıydı. Ama ekmek yemedim.

Tarhana çorbası
Bu akşam bir arkadaşımızın ve eşimin geçmiş doğumgünü nedeniyle toplanıp bir yemek yiyeceğiz. Mekanımız yine Ataşehir'de (herkes burada çünkü, hatta üçümüzün ofisi de aynı binada :) Wood Cafe'ye gideceğiz.

Gitmeden önce çok acıktığım için evde 4-5 kaşık zeytinyağlı taze fasulye yedim. Ekmek yemedim. Çünkü akşam makarna yemeye karar verdim.

20.30
1 porsiyon üstü bol peynirli, domates soslu ve biftekli fettuccine (oldukça büyük bir porsiyon, zaten sonrasında çok fazla hazımsızlık sorunu çektim. Ama çok lezzetliydi)



Yemekten sonra Ataşehir'de bir nargile cafeye gittik orada da sadece 1 bardak soda içtim. O kadar şiştim ki başka birşey yiyip içecek yerim yoktu.

Diyetisyen Serap Orak Tufan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder