4 Şubat 2013 Pazartesi

4 Şubat Pazartesi 2013

1 haftalık bir aradan sonra herkese merhaba!

Geçen haftasonu gıda fotoğrafçılığı kursumdan sonra yazmayı aksatınca günlüğüm biraz gecikmişti ama yazacaktım. Malesef başaramadım çünkü Salı akşamından sonra o kadar ağır bir nezle/grip geçirdim ki anlatamam. İlaç kullanamadığım için özellikle akşamlarım tam bir felaketti. Uyuyamadım, nefes alamadım. Burnum silmekten yara oldu, halsizlik falan önemli değil de resmen yaşam enerjim bitti. Ateşim çıkmadığı için kızıma bir zararı olmamıştır ama bu hastalık beni fena sarstı. Tüm hamilelere sesleniyorum. Aman kendinize dikkat edin. Özellikle hasta insanlardan uzak durmaya çalışın...

Bugün hala sesim bozuk çıksa da artık en azından hasta hissetmiyorum. O nedenle çok mutluyum. İnsanın sağlığı gibisi yok. Hayattaki herşeyden daha önemli ve değerli bence. 

Neyse ki hastalığım sömestr tatiline rastladı da randevu programım çok yoğun değildi. Bu sayede evde dinlenme imkanım oldu. Bu da bir çeşit şans tabi. Kurumsal yerlerde çalışanlar daha şanslı bence çünkü 2-3 gün rapor alma imkanları oluyor. Ama insanın kendi işi olunca randevuları iptal etmek çok zor bir durum. Dedim ya neyseki yoğun değildim.

Bu arada konu açılmışken doğumdan sonra da hemen işe başlamayı düşünüyorum. Eğer sağlık açısından bir sorun olmazsa çalışmaya başlayacağım. Belki 2-3 hafta gibi bir ara verebilirim ama daha fazla uzatmaya imkanım ve lüksüm olmayabilir. Ofiste bebek için ayrı bir oda yapacağım.


Henüz alışveriş aşamasına geçmedim. Mobilya konusunda tavsiyelere açığım. Deneyimlerinizi paylaşırsanız sevinirim. Odanın rengini bu fotoğraftaki gibi boyamayı düşünüyorum. Ama fikrimi değiştirebilirim belli olmaz. Bebek için eve oda takımı almak mantıklı mı? Başta herşey tam olsun mu? Yoksa zamanla ihtiyaca göre mi almalı? Zaten çok pahalı şeyler alma taraftarı değilim. Çocuğumuzu sadeliğe alıştırarak büyüteceğiz. Alım gücümüz olsa bile asla aşırıya kaçma gibi bir hayat görüşümüz yok. Eşimle bu konuda aynı fikirdeyiz.

Bu hafta önemli bir hafta olacak çünkü Cuma öğleden sonra 20. hafta ayrıntılı ultrason muayenemiz yapılacak. Bakalım kızımın sağlığı nasıl?

Gelelim neler yediğime...

Geçen hafta çok hasta olduğum için meyve tüketimime çok ağırlık verdim. Biliyorsunuz annem gelmişti ama hasta olunca birkaç gün onunla da görüşmedim. Çünkü Berra'ya bakıyordu. Onların da hasta olmasını istemedim. Annem geldi diye kalorili ve çeşitli bir beslenmem olmadı. Bir tek dün kanatçıya gittik orada kanat yedim. Bu haftanın tek kalorili beslenmesi bu sayılır.

Bu sabah saat 09.15'de yarım simit arasına kaşar peyniri koyup tost yaptım. Yanında 1 bardak süt içtim.

Şu ana kadar da başka birşey yemedim. Ama birazdan evden getirdiğim yemekleri yiyeceğim...

13.00
6-7 kaşık bulgur pilavı
6-7 kaşık zeytinyağlı taze fasulye
Yoğurt yemeye yerim kalmadı çünkü çok doydum



Yemeğimi yedikten sonra saçlarımı boyatmaya gittim. Nihayet 5 aydır boyanmayan saçlarım 2 renkli olmaktan kurtulacak. Artık kendi doğal saç rengim olan koyu kahverengiye döneceğim. Diplerim çıksa bile çok belli olmayacak diye düşünüyorum. Neyse ki hiç beyazım yok...

Kuaförde orta şekerli bir Türk kahvesi içtim. Sunuma bakar mısınız? :) Buraya artık saç yaptırmaya değil kahve içmeye gelsem yeridir. Bu da son halim :)



Ofisten 20.00 de çıkacağım için ara öğün yemem gerekiyor. O nedenle tam da bu satırları yazarken (17.00) 1 adet çekirdekli galeta (bu tuzlu), 1 adet çekirdekli kurabiye (bu az tatlı) ve 2 dilim de kaşar peyniri yedim.




Eve gidip yemeğimi yemem saat 20.30'u buldu.

20.30
Bol yoğurtlu kıymalı makarna (yoğurt 1 bardaktan fazladır, biraz sarımsaklıydı)
6 kaşık zeytinyağlı pırasa (bol limon sıktım)

Makarna yediğim için hiç ekmek yemedim.

Sonra akşam yatana kadar meyve yedim. Toplamda 1 muz, 1 portakal ve 1/2 nar yiyip şiştiğim için gece yattığımda biraz rahatsız oldum.

Diyetisyen Serap Orak Tufan

04 Şubat Pazartesi 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder