Bugün mecburen tatilim :) Hamilelikteki tembellik enerjim sayesinde ne istesem oluyor galiba :) Ofisimin bulunduğu binanın asansörüne bir duyuru asmışlar. Pazartesi ofisten çıkarken gördüm. Bugün trafo bakımı yapılacağı için 09.00-16.00 saatleri arasında elektrik kesintisi olacakmış. Bu da demek oluyor ki ne ölçüm yapabilirim ne de yazdığım diyetleri basabilirim. Hatta internetim ve telefonum da olmaz. Haliyle çalışamam. Ben de bugün 16.00'ya kadar olan tüm randevularımı iptal ettim. 17.00'den sonrakiler gelecek. O nedenle ofise gideceğim.
Bu sabah 10.30'a kadar kızıma sarılıp uyudum. Uyanışım da bacak kramplarımla oldu :( son 1 haftadır bacaklarıma kramp girmeye başladı. Hamilelikte normal olan bu krampların acısı maalesef geçmiyor. Krampın girdiği kas günün ilerleyen saatlerinde de acımaya devam ediyor.
Kalkıp, kendime kahvaltı hazırlamam 11.30'u buldu.
11.30
1 adet yumurta (1 tatlı kaşığı tereyağda pişirdim)
2 dilim beyaz peynir
Tel peynir
2 adet salatalık
2 dilim tam buğday ekmeği
1 bardak şeftali suyu (geçenlerde canım şeftali isteyince almıştım. Normalde meyve suyu içmediğimi bilirsiniz)
Bol proteinli bir kahvaltı yapmış oldum.
15.00
1 adet muz
Hamileliğin size kanıtladığı en önemli şeylerden biri de etrafınızdaki insanların gerçek yüzlerini görmeniz bence. Sizi gerçekten merak eden, arayıp soran, hamilelikteki sevincinizi/endişelerinizi paylaşan kişilerle, arkadaşınız sandığınız ama sadece işi düşünce arayıp soran, mutluluğunuzu paylaşmayan kişilerin ayırdına varabiliyorsunuz. Bence pek çoğunuz bunu yaşamıştır. Bir de bu tarz insanlar her fırsatta kapris yaparlar. Hamileliğin çok özel bir dönem olduğunu ve hayatta sadece 1 kez yaşayabileceğinizi (hadi en fazla 2 kez diyelim) düşünürsek kimsenin kaprisini çekmeye değmeyecek kadar önemli olduğu sonucuna da varabiliriz :) Bunun ilgi beklemeyle hiçbir alakası yok, bu bahsettiğim konu kimin sizden ne beklediği ve ne verebileceğinin gün yüzüne çıkması aslında. O nedenle bir karar aldım, hayatımda bir sadeleşmeye gidiyorum. Kimseni gereksiz nazını kaprisini çekemicem valla :)
Evdeyken digitürkün müzik kanallarını dinlemeyi çok seviyorum. Az önce her dinlediğimde beni lise yıllarıma götüren bir şarkı çalıyordu. Lisedeyken sürekli dinlediğim radyo (radyo box) bu şarkıyı çok sık çalardı. Yoksa şarkı çok daha eski tabi :) Ben de sizin için youtube dan klibini bulup ekledim. Nasıl nostalji ama? ;)
16.30'da ofise geldim. Ama tam o sırada mail geldi 17.00'deki randevum iptal olmuş. Şimdi 18.15'e kadar boşum. Karnım acıktı. Değirmen'den tost ve portakal suyu siparişi verdim. Geç kahvaltı yapınca böyle saçma sapan bir saatte acıkmış oldum.
17.30
Kepekli kaşarlı tost (ekmek büyüktü)
1 bardak taze sıkılmış portakal suyu (hasta olmaktan çok korkuyorum, o nedenle sipariş verdim, aslında midemi çok yakıyor ama olsun)
Evde yemek olmadığı için akşam yemeğini dışarıda yedik. Aslında tost ve portakal suyu öğünümden sonra henüz acıkmamıştım ama yine de yedim.
19.30
1 porsiyon çöpşiş (yağlarını yemedim tabi ki, yanında ekmek, lavaş veya patates hiçbirşey yemedim. Sadece etlerini yedim, biraz da sotelenmiş soğandan yedim)
1 kutu ayran
Biraz salata (yağ ve nar ekşisi koydum)
Yemekten sonra görümcemleri ziyaret edip minik Aslı'yı sevdik. Orada 1 bardak şekersiz açık çay içtim.
Eve gelince yeme aktivitelerim başladı. İlk olarak 1 kase çağlayı tek başıma yedim. Çok da lezzetli ve taze değildi ama maksat birşeyler yemek olsun :) Sonra da 1 çorba kasesi kadar çekirdek yedim. Sonra da davul gibi oldum yattım :)
Tuzlu çekirdek yediğim için sanırım yarın sabaha oldukça şiş kalkarım :(
Diyetisyen Serap Orak Tufan
10 Nisan Çarşamba 2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder