1 Nisan 2013 Pazartesi

Hamilelikte 27. hafta

27. hafta

Geçen haftamı grip olarak geçirdikten sonra bu hafta iyileşmiş olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Yine de burun akıntım ve sesimin kısıklığı düzelmedi ama en azından kendimi yaşıyor gibi hissediyorum. Geçen hafta o kadar hastaydım ki yine bir gece ölmek istiyorum diye ağladığımı ve eşimin çaresizliğini hatırlıyorum. Sıradan bir grip vakası bile insanı canından bezdirebiliyor. Umarım bu sondur :(

Perşembe günü kızımla tam 27. haftamız doldu :) Karnımda küçük bir bebek taşıdığıma hala inanamıyorum. Çünkü artık bayağı insan yavrusu oldu. Bu haftadan itibaren göz kapaklarını bile açıyormuş :)

Sanırım aldığım eğitimden dolayı hamilelik, bebek, emzirme, bebek beslenmesi vs. konularında neredeyse hiç okumuyorum. Çünkü biz zaten okulda bunların eğitimini aldık. Başka meslek gruplarına göre bu alanda eğitim almış olmak bence annelik açısından bir avantaj sağlıyordur. Çoğu insanın hiç bilmediği konuları biz okuldayken öğrenmiş oluyoruz. Ayrıca benim fikrime göre bir çocuk deney yapar gibi büyütülmez, kitapta yazanlara göre herşeyi yaşayarak deneyim edeceğiz. Tabi ki ön bilgi açısından bazı konularda yazıları okumak faydalı olacaktır ama bebek bu, kitapta yazdığı gibi olmaz :) Yine de bazı bloggerları takip etmeyi seviyorum. Çünkü onlar deneyimlerini paylaşıyorlar.

27 haftamda zamanımı denkleştiremediğim ve tam iyileşemediğim için sadece 1 kez yürüyüş yapabildim malesef :( Ayrıca araya hastalık falan girince parmaktan kan alıp şekerimi kontrol etmem de yalan oldu, hala başlayamadım. Doktorumdan azarı işiteceğim :(

Bu hafta özel sağlık sigortası poliçemi yeniledim. Yapı Kredi Sigorta'dan oldukça yüklü ama tam kapsamlı bir sigorta yaptırdım. İnsan 34 yaşında ilk kez hamile olunca doğum için harcadığı para önemli olmuyor. Benim tavsiyem şu ki eğer çalışıyorsanız ve şirketiniz doğum masraflarınızın tamamını karşılıyorsa hiç beklemeyin doğurun :) bunlar önemli meseleler...


27. haftamda bir akşam evde yalnızken kışlıklarımı kaldırma operasyonu yaptım. Hayatta en sevmediğim işlerden biri budur. Uzun zamandır hiçbir kışlık giysimi giyemiyordum. Normalde bol giysiler giymediğim için(tarzım değil) evdeki herşeyim üstüme tam oturan türdendir. Bol kazaklarım gömleklerim olsaydı hala giyebiliyor olurdum ama yok ve evdekileri artık giymem mümkün değil. Kendi olsa karın çevresi olmaz :) İkea'dan aldığım 2 kutuya tüm kışlıklarımı doldurdum. İçimde hem bir korku hem de bir burukluk oluştu. Acaba bu elbisleri, etekleri vs. seneye kışın giyebilecek miyim diye. Çünkü hepsi gözüme çok dar göründü. Benim belim bu kadar ince miymiş diye kendi kendime bile şaşırdım! Eğer seneye bunları giyemezsem tam bir giysi krizi yaşayacağım gün gibi ortada. Bakalım göreceğiz...

Bu hafta hamur işini biraz sık yedim, o nedenle haftaya daha dikkatli beslenmeye kararlıyım. Ayrıca normalde hiç yemediğim halde bu hafta canım baklava istedi. Normalde 1 tane baklavayı bile yiyemeyen ben inanmazsınız tam 7-8 parça baklava yedim (2 güne yayılmış şekilde) hala şaşkınım! Hatta eşim de çok şaşkın çünkü evde baklava olsa bile ben asla yemezdim, sevmem zaten. Sanırım bunun da hamilelikle bir ilgisi olmalı...

Güllüoğlu baklava


Bu hafta yemek olarak yeşil mercimek, makarna, mantı ağırlıklı yedim. Süt, yoğurt ve peynir tüketimim her zamanki gibi iyiydi.

Malesef mide sorunlarım sürüyor. Sürekli bir reflü ve mide yanması durumu var. Günde 3-4 tablet Rennie aldığım oluyor. Bebek büyüdükçe midem yukarı çıktığı için hem daha çabuk doyuyorum hem de çok ciddi sindirim sorunu yaşıyorum. Böyle giderse son 2 ayda birşey yiyemem ben :( bu konuda çok mutsuzum.

Bu arada evde yavaş yavaş değişiklik yapmaya başladık. Kullanmadığımız ve depo yaptığımız fazla tuvaleti boşalttık. Ev kalabalık olunca lazım olacak. Bebek odası yapacağımız odadaki eşyaları eskiden çalışma odası olan ama artık oturma odasına çevireceğimiz odaya almaya başladık. Bu oda aynı zamanda anne ve babamın kalacağı oda olacak. Çünkü ilk 1 sene bebeğe annem bakacak. Ayrıca ofisteki fazla odam bebek odası olacak. Bu şekilde kızımı yanıma getirebileceğim.

Yapılacak çok iş var ve ben hala organize olamadım. Hem iş yoğunluğu, hem de evdeki işler nasıl altından kalkacağım bilemiyorum. Kafam o kadar meşgul ki...

Ayrıca mutfağımızın tavanını su bastı ki bu da ayrı bir macera konusu! Apartmanda genel bir tesisat sorunu var, sürekli bir yerlerden borular patlıyor. Malesef ki üst komşumuzun mutfağı kırılacak çünkü sızıntının nereden olduğu belli değil :( Onlar adına üzülüyorum, hiç yoktan başlarına iş çıktı. Neyse bizim kız doğmadan bu inşaat işi de bitsin de...

27. haftamız da böyle geçti. Takvimimi yakalamaya çalışıyorum. Bu yazıdan sonra rutinime dönmeyi düşünüyorum. Başıma hastalık vs birşey gelmezse online günlük devam edecek. Okuyan herkese çok teşekkür ederim.

Sevgiler...

Diyetisyen Serap Orak Tufan
25-31 Mart 2013






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder