Artık 13 hafta bitti, ilk 3 ayı devirdik, bundan sonra kendimi bu kadar yorgun ve uykulu hissetmeyecekmişim doktorum Tolga Bey öyle söyledi. Eşim de bunu duyduğuna çok sevindi :) Eeee ne de olsa evde eskiden atom karınca gibi çalışkan, hiç oturmayan bir karısı varken, şimdi kendini yılların yorgunu hisseden, hatta emeklilik hayalleri bile kurmaya başlayan, ruhen bir kaplumbağaya dönüşen bir kadınla yaşıyor. Eski halimle kıyaslarsak böyle, yine de çalışan bir kadın olarak ev işlerini çekip çeviren benim.
Biliyorsunuz bu bir beslenme günlüğüydü, kendi yediklerim ve diyet tarzımla büyük oranda örnek olmaya (her zaman sağlıklı yemiyordum) ve yanlış davranışları telafi etmeye yönelik beslenme bilgileri vermeye çalışıyordum. Son dönem hamilelik sürecimi özetlerken beslenme günlüğü formatının dışına çıktım ama yine aynı şekilde yazacağım. Hala özetlerdeyim :)
Geçtiğimiz Çarşamba yani 19 Aralık sabahında 13. hafta kontrolümüz ve ikili testimiz vardı. Testin ilk kısmını başarı ile atlattık. Ense kalınlığımız normaldi, burun kemiğimiz de oluşmuştu (Down sendromunda ultrasonda burun kemiği görünmezmiş). Kan sonucumuz daha çıkmadı. Kesin olmamakla beraber doktorun ilk tahmini bebeğin kız olabileceği şeklindeydi. Bir dahaki kontrolde kesin cevabımızı alırmışız :) Ama hazırlık yapmıyoruz, kendimizi kız bebekmiş gibi şartlamıyoruz...
![]() |
Anne-bebek fuarında Berra ve ben |
Gelelim beslenme durumuma...
Ne kadar çok balık sevdiğimi biliyorsunuz. 3 aydır sadece 2 kez balık yiyebildim çünkü balık yeme fikri midemi bulandırıyor ve bu aralar asla yemek istemiyorum. Bu 3 ayda 2 kez tavuklu bir yemek yedim. Onun dışında sık sık kırmızı et yiyorum. Neyseki ondan uzaklaşmadım. Yerken sıkıntı çekmiyorum. Ama en çok sebze, salata, yoğurt, tahıl ve baklagil yemek istiyorum.
Balık yiyemediğim için omega 3 takviyesi kullanmaya başladım. Kalsiyum alımımda bir sorun yok. Zaten çok sütçü-yoğurtçu bir insanım biliyorsunuz. Süt, yoğurt, kaşar peyniri, ayran, beyaz peynir ile aşk yaşıyorum. İlginç olan normalde pek salatalık yemeyen ben salatalığın ne kadar lezzetli olduğunu keşfettim :) Tuzlayıp tuzlayıp yiyorum :) Bir de her Migrosa gidişimde turşu kısmına uğrayıp turşu alıyorum. Turşucu ile arkadaş olduk nerdeyse :)
Mevsiminde olmayan meyvelerden asla almazdım ama çilek konusunda bir takıntı yaşamaya başladım. Son 2 Migros seferimde çilek almaktan kendimi alamadım. Eve gelip bir güzel yedim :)
![]() |
Bulgur pilavı |
İlk 3 ayda iştahım biraz azaldı. Aşırı olmasa da hafif bir bulantı hali oluyor. O da iştahımı kapatıyor ama yemek zorunda olduğum için yiyorum. Ayrıca midem boşken bulantı artıyor. Ara öğünlerde meyve, meyveli yoğurt, badem, ceviz tercih ediyorum. Bir de bazen çubuk kraker.
![]() |
Aşure |
Geçenlerde canım nasıl kayısı kıvamında yumurta istedi anlatamam, günlerce yemedim çünkü sonuçta tam pişmiş olmuyor. Ama artık ne kadar baskıladıysam rüyama bile girdi. Rüyamda ekmeğimi banıp yumurta sarısı yiyordum :) O kadar etkisinde kaldım ki sabah ilk iş pişirip yiyecektim ama bir de ne göreyim evde yumurta kalmamış! O gün yumurta hayaliyle geçti, akşam eve gitmeden Migrosa uğrayıp yumurta aldım. Eve gelince ilk iş kendime bir yumurta pişirmek oldu. Yedim ve rahatladım :))
3 aydır 3 kez kahve içmişimdir. Kahve, çay ve bitki çayı içmiyorum. Bol bol su içiyorum. İk ay hamile olduğumu bilmediğimde 2-3 kadeh şarap içmişliğim var ama sonrasında alkol almadım. Şu an bebeğe olumsuz etkisi olabilecek özel zevklerimden uzak kalmayı tercih ediyorum. Zaten canım da çok istemiyor.
Yalnız bu haftasonu biraz fazla hamur işi kaçırdım, hafta içi telafi edeceğim. Cumartesi gecesi canım aniden peynirli ev poğaçası isteyince saat 22.30 da kardeşim kalkıp bana poğaça yaptı, inanmazsınız yatmadan önce tam 5 tane yedim. Ben de Cumartesi öğleden sonra sosyete mantısı yapmıştım. Yemekte de 2 gün boyunca onu yedik o nedenle hamura doydum denilebilir. Bu hafta çok dikkatli besleneceğim...
![]() |
Peynirli ev poğaçası |
Son olarak saçlarımı boyayamadığım için çok mutsuzum, böyle çingene gibi iki renk saçla gezmek özellikle de benim gibi çalışan, insan içine çıkan bir kadın için hiç hoş değil. İlk fırsatta kendi rengime boyayıp bu meseleyi çözmeyi düşünüyorum. Neyseki hiç beyaz saçım yok...
Şimdilik bu kadar özet yeter, yine uzadı. Sanırım 2-3 gün içinde eski formatta yazmaya devam edebilirim. Yorumların hepsine dönüş yapamadığım için çok özür dilerim. Takip etmeye devam ederseniz çok mutlu olacağım (olacağız :)
Sevgilerimle...
Diyetisyen Serap Orak Tufan
23 Aralık Pazar 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder